• Hakkımızda
  • İletişim
Biyomühendislik
No Result
View All Result
Monday, January 25, 2021
  • ANA SAYFA
  • HABERLER
    • BİYOTEKNOLOJİ
      • Biyonik Mühendislik
      • Doku Mühendisliği
      • İmmünoloji
      • Kanser
      • Kök Hücre
      • Medikal Teknoloji
      • Nörobiyoloji
      • Proteomiks
    • BİYOMÜHENDİSLİK
    • EKONOMİ
    • SÖYLEŞİ
  • KEŞFET
    • SOSYAL AĞ
      • Profile
      • Activity
      • Friends
      • Groups
    • ÜNİVERSİTELER
      • ARAŞTIRMA GRUPLARI
      • BÖLÜM TANITIMLARI
    • RESİMLER
    • VİDEO
  • BLOG
  • TOPLULUK
  • ANA SAYFA
  • HABERLER
    • BİYOTEKNOLOJİ
      • Biyonik Mühendislik
      • Doku Mühendisliği
      • İmmünoloji
      • Kanser
      • Kök Hücre
      • Medikal Teknoloji
      • Nörobiyoloji
      • Proteomiks
    • BİYOMÜHENDİSLİK
    • EKONOMİ
    • SÖYLEŞİ
  • KEŞFET
    • SOSYAL AĞ
      • Profile
      • Activity
      • Friends
      • Groups
    • ÜNİVERSİTELER
      • ARAŞTIRMA GRUPLARI
      • BÖLÜM TANITIMLARI
    • RESİMLER
    • VİDEO
  • BLOG
  • TOPLULUK
No Result
View All Result
Biyomühendislik
No Result
View All Result
Anasayfa HABERLER BİLİM DÜNYASI Sağlık

Antibiyotik vücutta 4 yıl kalıyor

Biyomühendis by Biyomühendis
March 3, 2015
in Sağlık
0
0
SHARES
81
GÖRÜNTÜLEME
Share on FacebookShare on Twitter

Dünyanın grip salgınıyla boğuştuğu bugünlerde tıp dünyası antibiyotikleri tartışıyor. Çoğu kez kurtarıcı olarak gördüğümüz antibiyotikler bilinçsiz kullanıldığında ciddi sorunlara da neden olabiliyor. Bezmialem Üniversitesi’nin akademik işbirliği yaptığı Johns Hopkins Üniversitesi’nden Dr. Khalil Ghanem, doğru antibiyotiğin seçiminin çok önemli olduğunu belirtti ve, antibiyotiklerin olumsuz etkilerinin tedavi tamamlandıktan sonraki 4 yıl boyunca devam ettiğini söyledi.

antibiyotik

“Doktorlar antibiyotik yazarken dikkatli olmal” diyen Ghanem, “Antibiyotiklerin uzun vadede sağlık üzerine nasıl bir etki yaptığını kestirmek kolay değil. Özellikle mikroorganizmaları tedavi ederken vücuttaki floraların özelliklerini değiştiriyor. Bu durum pek çok olumsuzluğa neden olabiliyor” açıklamasını yaptı.

NESİLLER TEHLİKEDE

Yanlış ve bilinçsiz antibiyotik kullanımının dirençli mikroorganizmaların gelişmesini tetiklediğini söyleyen Ghanem, yeni bir antibiyotiğin geliştirilmesinin en az 10 yıllık bir süre olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla şu an direnç kazanan bir mikrobu önümüzdeki 9 yıl boyunca tedavi edebilecek bir ajana sahip olamayabiliriz. Bu da gelecek nesilleri tehlikeye sokuyor” diye konuştu. ABD’de verilen antibiyotiklerin yüzde 70’inin gereksiz olduğunu anlatan Ghanem sözlerini şöyle sürdürdü: Bazı hastalıklarda antibiyotik kullanımı gelecek komplikasyonları önlüyor. Fakat bazı enfeksiyonlara hiçbir ilave katkısı yok. Eğer hastalık için antibiyotik kullanılması gerekiyorsa hemen başlanması gerekir. Uygun hastalar için doğru antibiyotik verilmeli.

REÇETESİZ KULLANILMAMALI

Türkiye’de antibiyotiğe kolay erişimin mikroorganizmaların direnç gösterme riskini arttırdığını açıklayan Ghanem, “Türkiye’de hastalar antibiyotiğe reçetesiz ulaşabiliyor. ABD’de kimse reçete olmadan antibiyotik alamaz. Son zamanlarda Sağlık Bakanlığı, reçetesiz kullanımın önüne geçilmesi için çalışmalar başlattığını biliyoruz. Bu çok önemli bir adım. Bu sıkıntıyı daha aza indirgeyecektir” dedi.

Ghanem, devletlerin de antibiyotik üzerine strateji belirlemeleri gerektiğini belirterek, “Devletlerin iki strateji geliştirmesi gerek. İlki antibiyotik kullanımının mutlaka reçetelendirilmesi. İkincisi ise Sağlık Bakanlığı’nın halka antibiyotik eğitimleri veren kampanyalara öncülük etmesidir” bilgisini verdi.

DOKTOR VE HASTAYA EĞİTİM

Antibiyotik kullanım oranlarının aşağı çekilmesi gerektiğini belirten Ghanem, bunun için öncelikle doktorlara antibiyotiğin hangi şartlarda ve miktarda kullandırılacağına dair eğitim verilmesi gerektiğini söyledi. Ghanem’in önerdiği çözüm şöyle: Doktorların yanı sıra hastalar da antibiyotik konusunda bilgilendirilmeliler. Avrupa’dakinin aksine ABD ve Türkiye’de hastalar antibiyotik kullanımı ve yan etkileriyle ilgili bilgiye sahip değiller. Hastalar antibiyotiğin nasıl kullanacaklarını öğrenmeli. Eğitimin ikinci ayağı ise doktorları kapsamalı. Doktorların gereğinden uzun süre antibiyotik önerdikleri ortaya çıktı. Meslektaşlarımızı da doğru antibiyotik kullanımıyla ilgili uyarmamız gerekiyor.

Tavuk suyuna çorbanın faydası tıbben kanıtlandı

Tavuk çorbasının faydaları da antik çağlardan beri biliniyor. Mısır’da soğuk algınlığı için önerildi ve İbn-i Sina’nın tedavi protokollerinde yer aldı. Soğuk algınlığına tavuk suyu çorba önerisi ise henüz kanıtlandı. Araştırmayı yürüten Dr. Stephen Rennard, tavuk suyu çorbanın içerisindeki maddelerin hastalıkla savaşan beyaz kan hücrelerini etkilediğini ortaya çıkardı. Beyaz kan hücreleri enfeksiyonla savaşmak için havayoluna yakın yerlere toplanıyor. Bu nedenle mukus üretimi ve öksürük artıyor. Tavuk suyu çorbasının içerisindeki maddeler beyaz kan hücrelerinin bu kadar fazla hareket etmesini engelliyor.

Öksürüğün ilacı bir fincan salep

Samsun’da Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Ezgi Eker Göktaş, salebin bağırsak çalıştırmada, öksürük ve bronşitte, bağışıklık sistemini güçlendirmede bir çok faydası olduğunu, özellikle öksürük tedavisinde oldukça etkili olduğu söyledi. Özellikle kış günlerinin favori içeceği olan salebin insan sağlığı açısından çok faydalı olduğunu dile getiren Ezgi Eker Göktaş “Salep müsilaj özelliği sayesinde dokular üzerinde yumuşatıcı etki yapar, dokunun üzerinde bir nevi geçici bir katman oluşturarak, dokuyu korur ve rahatlık verir. Bu nedenle özellikle öksürük tedavisinde oldukça etkili olduğu görülmektedir. Salep kabızlığı önler, zihni güçlendirir, basur hastalığının tedavisinde kullanılabilir, adet düzensizliklerinde faydalıdır, bağırsaktaki kurtların düşürülmesine yardımcı olur ve vücut sıcaklığını dengeler” dedi.

Kaynak: Gülden Kılıç, STAR

Share this:

  • Click to share on Twitter (Opens in new window)
  • Click to share on Facebook (Opens in new window)

Related

Önceki Post

Türkiye’nin genetik kılavuzu çıkacak

Next Post

İlk 40 bine girme şartından sonra YÖK’ten bir kalite kriteri daha

Next Post

İlk 40 bine girme şartından sonra YÖK'ten bir kalite kriteri daha

Leave a Reply Cancel reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

BİYOMÜHENDİSLİK

Türk Bilim İnsanına Büyük Onur

by Biyomühendis
November 19, 2019
0

Prof. Dr. Mehmet Toner Amerika Birleşik Devletleri’nin en saygın kurumlarından National Academy of Medicine (Ulusal Tıp Akademisi’ne) seçildi. Prof.Dr.Toner, National...

Biyomühendis olmak ve Marmara Üniversitesi Biyomühendislik

November 6, 2019

EPFL Biyomühendislik Ekibi Küresel iGEM Yarışmasını Kazandı

November 5, 2019

Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Öğrencilerine Tübitak Ödülleri

July 18, 2019
  • Dijital Böcek
  • Scienmag
  • Inbiox
  • Bioengineer.org

© 2020 Biyomühendislik - Türkiye by scienmag.

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • HABERLER
    • BİYOTEKNOLOJİ
      • Biyonik Mühendislik
      • Doku Mühendisliği
      • İmmünoloji
      • Kanser
      • Kök Hücre
      • Medikal Teknoloji
      • Nörobiyoloji
      • Proteomiks
    • BİYOMÜHENDİSLİK
    • EKONOMİ
    • SÖYLEŞİ
  • KEŞFET
    • SOSYAL AĞ
      • Profile
      • Activity
      • Friends
      • Groups
    • ÜNİVERSİTELER
      • ARAŞTIRMA GRUPLARI
      • BÖLÜM TANITIMLARI
    • RESİMLER
    • VİDEO
  • BLOG
  • TOPLULUK

© 2020 Biyomühendislik - Türkiye by scienmag.