DNA eşleşme onarım eksikliği (MMRd) genellikle kolon kanseri ile ilişkilendirilen bir genetik durumdur. Bu durum, normal hücrelerde kanser oluşmadan önce ya da bir tümör zaten oluşmuş olduktan sonra ortaya çıkabilir. MMRd, hücrelerin DNA kopyalamada meydana gelen hataları düzeltmelerini zorlaştırır. Bu, tümörler içinde pek çok mutasyona veya yüksek tümör mutasyon yüküne (TMB) yol açabilir.
Yüksek TMB’si olan bazı hastaların immünoterapiye, yani vücudun kendi bağışıklık sistemini kullanarak kanser hücreleriyle mücadeleye, iyi yanıt verdiği görülmektedir. Ancak, ileri MMRd tümörü olan hastaların yarısından fazlasında immünoterapi işe yaramamaktadır. Şimdi, Cold Spring Harbor Laboratuvarı’ndan Yardımcı Profesör Peter Westcott’un yaptığı araştırmalar, bunun nedenini açıklamaya yardımcı olabilir.
Düşünülenin aksine, Westcott’un ekibinin yaptığı çalışmalarda, hücrelerinde yüksek oranda mutasyon bulunan tümörlerin, immünoterapiye yanıt vermedikleri tespit edilmiştir. Bu durum, tümörlerin hücreler arasında farklılık göstermesi nedeniyle bağışıklık yanıtını tetiklemekte zorlandığını düşündürmektedir.
Bu teoriyi test etmek üzere, ekip, her bir hücrede aynı mutasyonları içeren tümörleri ve sadece bazı hücrelerde aynı mutasyonları içeren tümörleri ayırdı. Aynı mutasyonları taşıyan hücrelerden oluşan tümörlere sahip olan farelerin immünoterapiye yanıt verirken, sadece bir kısmı aynı mutasyonları taşıyan tümörlere sahip olanların yanıt vermediği görüldü.
Bu bulgular, daha fazla araştırma ile birlikte, MMRd’li hastalar için immünoterapinin geçerli bir tedavi seçeneği olup olmadığını belirlemek için yeni bir yol sunabilir. Bu sayede, hastaların kendileri için immünoterapinin uygun olup olmadığına ya da tedavi için başka yollara mı bakması gerektiğine dair daha iyi bir fikir sahibi olabilirler.