“Wistar Enstitüsü’nden Yeni Bir Meme Kanseri Araştırması: ACSS2 Genini Sessize Aldığında Kanser Hücrelerinin Büyümesi Engelleniyor ve Bağışıklık Sisteminin Etkinliği Artıyor”

santa
2 Min Read

Philadelphia (18 Eylül 2023)— Ellen ve Ronald Caplan Kanser Merkezi’ndeki Moleküler ve Hücresel Onkogenez Programının yardımcı profesörü Dr. Zachary Schug, Nature Cancer dergisinde yeni bir makale yayımladı. Schug’un makalesi, belirli bir geni, ACSS2’yi susturmanın, hasta tedavilerini iyileştirebileceğini gösteren, meme kanseriyle mücadelede karmaşık bir mekanizmayı ele alıyor.

Her üç kişiden birinde yok olan östrojen, progesteron ve HER2 reseptörleri nedeniyle ‘triple-negatif’ olarak adlandırılan meme kanseri (TNBC), ABD’deki meme kanseri hastalarının %10-15’ini etkiliyor. Bu reseptörlerin olmaması, TNBC tedavisini zorlaştırıyor ve hastaların tedavi seçenekleri sınırlı hale geliyor.

Ancak, Dr. Zachary Schug ve ekibi, ACSS2 genini susturmanın TNBC metabolizmasını bozarken, bağışıklık sistemimizin bu kanserle savaşmasını aynı anda artırdığını gösterdi. ACSS2, kanser hücrelerinin büyümek ve yayılmak için yararlandığı, özellikle de TNBC hücrelerinin kullanmayı tercih ettiği asetatı regüle eder. Schug ve ekibi, ACSS2’yi devre dışı bırakmak için CRISPR-Cas9 gen düzenlemeyi ve 2021’de Schug ve meslektaşları tarafından belirlenen güçlü bir ACSS2 inhibitörü olan VY-3-135 bileşiğini kullandı.

İnhibe edilmiş ACSS2 ile kanser hücreleri asetatı çok iyi işleyemediğinden, tümör bölgesinde asetat miktarı artıyor ve bağışıklık sistemine bir şeylerin yanlış olduğunu bildiriyor.

Schug’un yaklaşımı, tümör büyümesini ciddi şekilde azalttı e hatta bazı deneylerde kanseri tamamen ortadan kaldırdı. İnsan klinik deneylerinde farklı bir ACSS2-inhibe edici yaklaşım üzerinde çalışılıyor ve Schug’un araştırması, ACSS2-inhibe edici tedavinin, TNBC tanısı konan hastaların sonuçlarını iyileştirmesine yardımcı olabileceğini gösteriyor.

Schug’a göre, “ACSS2’nin TNBC için umut verici bir hedef olduğunu biliyorduk. Araştırmamız, ACSS2 inhibisyonunun bağışıklık etkilerinin, sınırlı tedavi seçeneklerine sahip TNBC hastalarında nasıl kullanılabileceğini gösteriyor. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç var, ancak bu yaklaşımı diğer kanser tedavileriyle birleştirerek, TNBC tedavisinde büyük iyileşmeler bekliyoruz.” dedi.

Share This Article